BİN EURO AYAK BASTI PARASI
Son zamanlarda neden Avrupa'daki Türkler göze batıyor, ne oldu da ikinci sınıf muamelesi görülüyor. Gerçekten bu kadarına da pes doğrusu , bu insanlar ikinci sınıf vatandaş muamelesini hak etmiyorlar.
Bir atasözümüz, ne güzelde söylemişler " bir deli kuyuya bir taş atar , doksan dokuz akıllı çıkaramaz " . Kendini bilmez birisi ortaya bir laf attı, kıyamet kopuyor.
Seçimlerde oy kullanmasınlar, almancılarda geldi mi her şey pahalanıyor, lüks arabalarla geliyorlar hava atıyorlar. Şehir içinde araba park edecek yer kalmıyor, şimdide bin euro ayak bastı parası .... gibi saçma sapan sözler ortalıkta dolaşıyor.
Avrupa’da çalışıp alın teriyle rızkını kazanan Türkler o kadar vefalı, o kadar çilekeş ama her şeye rağmen asi gelmeyen , geldiği ülkesini ve bulunduğu ülkesi için hiç ayırım yapmadan çalışan, çalıştığı ülkeye bilek gücüyle , hasretini çektiği anayurduna maddi olarak gerektiğinde gözünü kırpmadan elindeki avucundakini memleketimizin darda kalmaması, refaha çıkması için MARKALARI, EUROLARI gönderip her zaman yardım etmiştir.
Her yıl on milyarlarca avroyu Türkiye'nin kalkınması için gönderdiler. Karşılığında ne aldılar hiç, kocaman bir hiç, bir çokları gönderdiği paraların bir kısmını alamadı bazıları tamamen kaybetti.
Avrupalı Türkler , vatanını memleketini o kadar düşünüyor o kadar seviyor ki, izin zamanını yaklaştığında bazı yapılması gereken işlerini memleketinde yapmak ister, mesela kısa bir örnek vereyim.
Saç tıraş olması gerekirken bunu memleketinde tıraş olmak için son bir ay içinde tıraş olmaz ve memleketine geldiğinde saçlarını kestirir. Bunun gibi mendilden elbisesine kadar her ne ihtiyacı olsa o ihtiyacını memleketinde karşılamak için sabreder memleketinden alır paramız memleketimizde kalsın düşüncesiyle.
Avrupalı Türkler bedenen Avrupa’da olsalar bile gönülleriyle, hayalleriyle sevgileriyle her daim yürekleri Türkiye için atar. Türkiye’de en ufak bir doğa olayı olsa ilk yardıma koşan onlar olur. Her türlü yardımı ve desteği olması gerektiğinden fazlasıyla yapmaya çalışır.
Günlerce üç bin, dört bin kilometre çile yolunu arabasıyla sıcakta, soğukta eziyetlere katlanıp, gümrüklerde saatlerce sıcakta sıranın kendine gelip, geçmeyi bekler. Ne zaman Türkiye’ye ayak bastığı anda hele o dalgalanan Türk bayrağını gördüğünde sevinçten bütün yorgunluğunu unutuverir. Bu hasretle bu sevgiyle memleketine kavuşmak için onca eziyete çileye katlanır.
İzine gelen her bir almancı memleketine her sene on binlerce euro harcayarak ekonomiye çok büyük katkı sağlar .
Yine izinden dönüşünde, çarşıdan, pazardan köyünden, kentinden, komşusundan, akrabasından bir senelik kışlık yiyecek alır bunlar içinde bir bedel öder.
Evet milyonların yaptığı bu alış veriş ekonomiye ne kadar katkı sağladığını bazı aklı selimler görebiliyor mu.
Almanya’da Türk marketlerin raflarında, Türkiye’deki alışveriş merkezlerinde ne varsa hepsi fazlasıyla Türk marketlerinde var. Alış verişlerini Türk marketlerinden yaptığımız için, kendimiz Almanya’da olsak bile yine de Türk ekonomisine destek oluyoruz.
Bu bile gurbetçinin vatanına ne kadar bağlı olduğunu gösterir.
Vicdanlar bu kadar mı karardı, sanki Avrupa'daki Türkler bu memleketin bireyleri değil mi? bir vatandaş anadolu'dan çalışıp para kazanmak rızkını aramak için kalkıp İstanbul’a, İzmir’e, Adana’ya gidiyorsa bizlerde rızkımızı kazanmak için bu çileye katlanıp memleket özlemiyle yanıp tutuşarak para kazanıyoruz.
O zaman ,köyünden kalkıp İstanbul’a veya başka bir şehre gidende bin avro ödesin.
Bu nasıl bir zihniyettir, Avrupalı Türkler oy kullanmasınlar, bu ne demek , senin vatandaşlık hakkında o insanlarında hakkı değil mi? , senin tuttuğun X partiye oy vermedi diye neden oy hakkından mahrum etmek istiyorsun, o zaman B partisine bu memlekette yüzde elli oy veren vatandaşlar var onları ne yapacaksın, bunlara neden sesini çıkaramıyorsun.
Yeterin artık. Avrupa'daki yaşayan Türk vatandaşlarına karşı bu kin nefret neden? , artık üvey evlat muamelesi görmekten yorulduk, artık dışlanmaktan usandık, artık ayrımcılığa maruz kalmaktan yorulduk. Seçim zamanı hatırlanan seçim bittikten sonra unutulmaktan sıkıldık, Almanya’da yabancı Türkiye’de almancı yaftasını yemekten bıktık .
Bu kadar bu insanların öz veri ile memleketi için, vatanı için, memleketindeki sevdikleri için yeri geldiğinde canını dahi vermekten çekinmezken ,bu söylemler bu ayırımcılık, bu sert sözler, söyleyenlerin amaçları nedir ? Art niyetlerini, hasetliklerini dışa vurarak toplumu germek, kutuplaştırıp bölmek midir amaçları .
Biz bu memlekete vefa borcumuzu her zaman ödedik ve ödemeye devam ediyoruz. Biz öldüğümüzde, ölümüz memleketimize geliyor ve gelecekte.
Evet Türkiye’de yaşayanlar kadar Avrupa’da yaşayanlarda bu memleketi çok seviyorlar. Bu sevgiyi kimse Avrupalı Türklerin kalbinden söküp atamaz .
Her türlü baskıya ayrımcılığa rağmen Avrupa’lı Türkler asimle olmadı. Yaban diyarlarında kültürünü örf adet ananelerini yaşatmak için olağan üstü gayret gösteriyorlar.
Çok uyanık olmak lazım , ayrımcılığa tefrikaçılara pirim vermeyelim, arabozucuların oyunlarına gelmeyelim. Dünyanın neresi de olursak olalım vatanımız için tek yürek olalım, birlik beraberliğimizin bozulmasına müsade etmeyelim. Bizler et ve tırnak gibi olalım.
Türk Milleti olarak, Hep beraber Huzurlu, mutlu, sağlıklı birlik beraberlik içinde yaşama dileklerimle .
Orhan Erdoğan